17 Haziran 2010 Perşembe

Iste Cin


Huangzhou'ya geldim. Nasil bir insanim ben ya? Nasil bir sans bu? Urumci'nin yil donumunde geldim Cin'e. Alarma gecmislerdir ugursuz Neco geldi diye. Cin Konsoloslugu Turklere vize vermeyi durdurmus. Sanirim, Turklerin dunya uzerindeki imaji, bir grup eli bos insan, gemiye, trene falan dolup uzerlerine vazife olmayan konulara mudahele ederler. Tamam, biraz kolay gaza geliyoruz ama...Asil dangalak, FIFA'ýa vuvuzelayi engelleyemedikleri icin dava acan Izmirli avukat. Len manyak, sana demezler mi, senin ulken burada bile degil diye. Turkler cildirmis olmali...

Neyse, Yongfu koyune gittim. Cin'de hac bolgesi. Haci deyze deyin bundan sonna bana. Tapinak gezdim, tutsuler yaktim.. Cennet gibi masallah vatanin bu kosesi. Emme velakin, diyeceklerim var. Sanirim, insan olan insan buralara gelmez diyerek otele fazla yatirim yapilmamis. Ha gelen de zati dangalaktir felsefesiyle yola cikilarak buralara bu parayi istiyorlar bence. Ama hakikaten insanda bi utanma olur, bi durur dusunur yani buraya bu parayi isterken.

Bildigin 4 duvar, 2 sandalye. Zaten tepe bayir. Beni terlikle geldim, tirmanislar icin kostumum musait degil. Hakkatten doga muhtesem ama nedem dogayi? 640 metreden gecen teleferige bindim. Oh my godddddddddd!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder