23 Haziran 2010 Çarşamba

Sanghay Expo


Tren istasyonuna gittik Miki ile. Kimi ortada isiyor, kimi tukuruyor. Ilginc insanlar bu Cinliler. Bambaska bir yer.Kimse bir kelime ingilizce bilmiyor. Herkes birbirini itip kakiyor. Ben de cigirtkan, dovusken ve kaba mizacimla bunlara cok kolay uyum sagladim. Tren istasyonunda siraya girmiyorlar, sadece bir kargasa var. beklemek canima yetti. Mikiye dedim, yigidim sen burda kal, ben kalabaligi dagitayim, kahramanca carpisarak. Elimde de kocaman bi semsiye. Vuyyyyyyyyyt hafakanlar basti diye bagrirarak dalmisim kalabaliga. Insanligi ogreticem size diyerekten, Allah ne verdiyse diyeyim ben size. Fiziksel ustunlugum cok yardimci oluyor ama hayatta kalmama. Super yaaa...Cok cok sevdim ben buralari, cok isterdim buralarda kalmak, yasamak. O kadar cok sevdim ki! Bir kac gunlugune de olsa issizligi, tezi ve baska herseyi unuttum. Cok alisik olmadigim bi duygu ama sanirim mutluyum. Yok ben mutluluga inanmam, egleniyorum, huzurluyum. Herkes her yerde kumar oynuyor. Ben de katiliyorum onnara, kahkahalar atiyoruz. Sanirim, bul karayi al parayi cinsi. Bagris cigris,kargasa, nasil bir dinamizm bu. Ben buraya aitim...

Expo'dan bahsetmeden olmaz tabi. Utancla soyluyorum ama, ulkemin pavilyonu basitlik, cirkinlik ve manasizlikta ilk uce kesin girer. Begenmedigim Dogu Avrupalilarin bile bir pavilyonlari var, millet sirada. Cok sukur, Turkiyeninkinde kimsecikler yoktu.
Yinede, HER ZAMAN HER YERDE GONLUMUZ SENLE TURKIYE...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder